Karaman Mutlu Son

Karaman Mutlu Son

Karaman Mutlu Son

Aslında

kolayca yapabilirdi bunu çünkü ben kanayan bir harabe benzer biçimde,

titreyerek, baygın halde yatmaya devam ediyordum. Genç

beyefendi yanıma diz çökmüş elimi öpüyor, gözünde yaşlarla Karaman Mutlu Son

onu bağışlamam için yalvarıyor ve elinden gelebildiği

kadarıyla gönlümü almaya çalışıyordu. Bilincimi yine

kazandığım an ba-ğırabilmiş ya da en kanlı intikamı alabilmiş

olsaydım bile ona zarar vermek elimden gelmezdi. O

bunlardan habersiz, kendini tecavüz zanlısı olarak görürken

ben onun kılına bile zarar gelsin istemiyordum.

Tutkuların bir kutuptan diğerine kayışı ne kadar da hızlı! Ve

bu kavrayış, kendisini reddetmeye teşebbüs eden insan yüreğinden

ne kadar da habersiz! Dizleri üzerinde elimi gözyaşlarıyla

ıslatan, ansızın aşkımın ilk odağı ve yine ansızın haklı

nefretimin de hedefi haline gelen bu sempatik yaratığa katı

yürekle bakamıyordum. Hala çırılçıplaktı fakat utangaçlığım

Karaman Mutlu Son

aslına bakarsanız özünde öyle çok yaralanmıştı ki, başka vakit ancakonu görmekle bile uğrayacağım sarsıntıdan uzaktım. Kısacası

öfkem çabuk çekildi, aşkımın gelgiti kuvvetle geri döndü ve

onu bağışlamanın, kendi mutluluğum için en yani

bulunduğunu hissettim. Yakınmalarım azalıp gözlerim de kinden

çok arzulayan bakışlarla dolunca, affedileceğini anlamıştı.

Alev ateş yakarmalar, itirazlar, vaatler karşısında daha fazla diren‐ Karaman Mutlu Son

meye gücüm kalmadığından onu bağışladığımı söyleyinceye

dek yalvaran duruşunu terk etmedi. Bunun üzerine beni

tekrar kızdırmaktan deli şeklinde korktuğunun en açıkbelirtileriyle dudaklarımdan öptü. Onu ne reddettim, ne de

kabul ettim fakat bana karşı davranışlarındaki barbarlığı

kınayan tatlı sitemlerim üzerine, yıkımımın sırrını, tümüyle

değilse bile minimumından onun tarafını tutmaya hazır benim şeklinde

bir yargıcın gözünde suçunun hafiflemesine yarayacak şekilde

açıkladı.

Aşırı cahilliğim yüzünden pek ölümcül bir şey sandığım

suya girişi yahut batışı, aslına bakarsak söz edildiğini hiç

duymadığım, en azından dikkat etmediğim bir dalış

hilesinden başka bir şey değildi. Uzun süre soluğunu

tutabildiği için ben bayılmadan önce henüz sudan çıkmamıştı.

Çıkıp da kıyıda serilmiş yatan beni görünce ilk aklına gelen

bir genç hanımın kendisine şaka ya da oyun yapmayı

tasarladığıydı çünkü ona önceden görünmeden

uyuyakalamayacağımı biliyordu. Aklına getirmeye cüret ettiği

bu ilk seziyle, bende de aslabir yaşam belirtisi göremeyince,

bu serüven hakkında ne düşüneceğini şaşırmış halde tümtehlikeleri göze alarak beni kollarına almış, kapısını açıkbulduğu yazlık eve taşımıştı.