Karaman Evde Masaj Hizmeti Masöz Eda

Karaman Evde Masaj

Ne kadar uğraşsa da kolunu yukarı çekemiyordu. Öfkeden naralar atıyor ve silahını metal Karaman Evde Masaj kapıya vurup duruyordu. Böyle olmaması gerekiyordu. Her şeyi mahvetmek üzereydiler. Kumdan kalesini tekmelemişler ve şimdi de kalkmış kahkahalarla gülüyorlardı. Ama göreceklerdi. Evet, bir gün günlerini göreceklerdi. O sırada fark etti. Parmaklığın demirleri kolunu bastırıyordu. Asansör hareket etmeye başlamıştı. Fakat ters yöne doğru. Aşağı iniyordu. Bunu anladığında yüzü kaskatı kesilmişti. Ezilecekti. Asansör artık ağır çekim bir giyotine dönüşmüştü. “Parmaklığı sıkı tut, Sven!” diye bağırdı Harry. Tom, Oleg’i bıraktı.

Kolunu çıkarmaya çalışıyordu. Fakat Harry çok ağırdı. Tom panikledi. Kendini kurtarmak için bir defa daha çabaladı. Bir defa daha denedi. Ama nafileydi. Kaygan zeminde ayakta duramıyordu. Asansörün ağırlığım omzunda hissediyordu. Mantığı onu terk etmişti. “Yapma, Harry. Dur.” bağlarırmak istedi ama hıçkırıkları kelimeleri bastırdı. “acıma… “ PAZARTESİ GECESİ. ROLEX. Tik,

Karaman Evde Masaj

tak, tik, tak. Harry içinden sayarak saatin yelkovanını dinliyordu. Bir Rolex’ten geldiğine gore vakitı doğru gösteriyor olmalıydı.

Tik, tak, tik, tak. Eğer doğru saydıysa on beş dakikadır asansörde oturuyor olmalıydılar. On beş dakika. Zemin katla bodrum arasındayken DUR düğmesine basıp, her şeyin sonlanmış olduğini ve artık beklemeleri icap ettiğini söylemesinin üzerinden dokuz yüz saniye geçmişti. Dokuz yüz saniyedir, öylece oturmuş dinliyorlardı. Ayak sesi hissetmek için. İnsan sesi hissetmek için. Kapılar açılıp kapanıyordu. Harry gözleri kapalı bir şekilde asansörün döşemesindeki kendi bileğine kelepçe ile bağlı ve kanla kaplı elin bileğine takılı olan Rolex kol saatinden dokuz yüz saniye saymıştı. Tik, tak, tik, tak. Harry gözlerini açtı. Kelepçeleri çıkardı ve anahtarını yuttuğuna nazaran arabanın bagajını iyi mi açacağını düşündü. “Oleg, ” diye fısıldayarak uyumakta olan çocuğun başını hafifçe okşadı.

“Bana yardım eder misin?” Oleg hemen ayağa kalktı. “Bunu neden yapıyorsun?” diye sordu Sven. Oleg, Harry’nin omuzlarına çıkmış ve asansörün lambalarını sökmeye çalışıyordu. “Çıkar onu, ” dedi Harry. Uzandı ve iki tüpten birini çıkardı. “Birinci sebep, bodruma çıkmadan önce gözlerimin karanlığa alışması gerek, ” dedi Harry. “İkinci sebep ise asansörün kapısı açıldığında gözlerimizin kamaşmasını önlemek için.” “Waaler mı? Bodrumda mı?” Sven’in sesinden inanmadığı anlaşılıyordu.