Karaman Mutlu Son Masaj Esra Hanım

Karaman Mutlu Son

Karaman Mutlu Son Karşılarında her vakit kullandıkları ayna vardı. Sevgilisinin üzerine iyice yapıştı Fuat, onunla birleşirken bir taraftan da boynunu öpüyor, saçlarını okşuyor, kulağına tatlı sözler mırıldanıyordu. Karşılarında duran aynaya baktılar. Mine dizlerinin ve ellerinin üzerinde, kalçasını yukarı dikmiş bir halde duruyor, erkeğine kendini sunmuş dişi bir vahşi kedi gibiydi. Bakışları aynayı delip geçecek gibiydi. Birbirlerinin gözlerinin içine o ayna aracılığıyla bakıyorlardı. Mine’nin gözlerinde bir meydan okuma vardı.

Fuat ise içinde bulunduğu anın kıymetini fark etmiş ve önünde eğilmiş güzelliklerin hazzını çıkarıyordu fakat bir yandan da korku vardı gözlerinde. Aslında bu onların devamlı yaptığı ve birbirlerine daha da bağlanmalarını sağlayan bir tür törendi. Fakat artık roller değişiyor gibiydi. Mine o eski sonuna kadar itaatkâr, boyun eğen hanım değildi. İnsan o denli boyun eğdikten hele de bunu gönüllü yapmış olduktan sonra ipleri kendi eline almak istiyordu belki de. “Daha hızlı.”

Karaman Mutlu Son

Karaman Mutlu Son “Tamam, aşkım, zevkle.” “Bana yaklaş. Göğüslerime dokun ve öp beni.” “Bir tanem benim.” Mine boynunu geriye çevirip Fuat’ı minik ısırıklarla ve emerek öperken Fuat daha fazla dayanamadı. “Ooo, geliyorum Mine!” Kendini geri çekti ve Mine’nin güzel kalçalarını özsuyuyla suladı. Kirletmek istediği bir beyaz ya da bozmak istediği bir masumiyet. Aslına bakarsak her seferinde bunu bozduğunu sanıyordu fakat her seferinde de Mine yine bu masumiyeti kazanıyordu sanki. Fuat her defasında bunu tekrar yine bozmak istiyordu. 8 Bir süre sarılarak uzandılar. Aralarında aşktan daha büyük bir suç ortaklığı vardı. Bunu ikisi de biliyordu. Kendi sessizliklerini büyüterek aşktan daha büyük bir tutkunun esiri olmuşlardı.

Kimsenin sevmiş olduği benzer biçimde değildi birbirlerine duydukları sevgi. Onları bu dünyadan ve diğer insanlardan ayıran da buydu. Aşk ve tutku, gölgelikte saklanan bir fırtına idi onlar için. Önüne çıkan her şeyi bir anda silip süpürebilirdi, iki sevgili de bunun farkındaydı, ikisi de artık birbirlerinin kalbinden aşağı doğru düşüyorlardı. Kim tutabilirdi ki onları… Sessizliği Fuat bozdu. “Evet, ne yiyoruz?” “Bir restorana gidelim ve canımız ne temenni ediyorsa yiyelim. Karar veremedim şimdi.” “İlla bir restorana mı gitmemiz lazım şimdi? Dolapta zeytinyağlı vardı, onu mu yesek?” Fuat ne kadar azla yetinmesini bilse de Mine bu sefer onu dinlemedi. Sonucunda yiyecek için dışarı çıktılar.